‘IRAK VE SURİYE’DE BİR ‘TERÖRİSTAN’ KURMA PLANLARI’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu an üzerinde durulması gerekenin sınır ötesi operasyonların nasıl daraltılacağı değil nasıl genişleteceğinin olduğunu belirterek, “Yarım kalan işlerin ne zaman ve nasıl tamamlanacağıdır. Irak’ta veya Suriye’de eli kanlı caniler var oldukça, bizim de içimiz rahat etmeyecek. Emperyalistlerin Irak ve Suriye’de bir ‘teröristan’ kurma planları masada oldukça hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Yaklaşık 40 yıldır; milletimizin canını yakan terör eylemlerinin kaynağı durumundaki Kuzey Irak dağlarının her karışını güvenli hale getirene kadar bu bölgedeki harekatlarımız sürecektir. Aynı şekilde Suriye’de Tel Rıfat’tan Ayn-el Arab’a Münbiç’e kadar bu hatta sinsi niyetlerle kurulmuş terör yuvalarının tamamını darmadağın etmeden durmayacağız. Bilindiği gibi geçmişte buralarla ilgili ülkemize verilmiş ancak tutulmamış sözler vardır. Madem bize verilen sözler yerine getirilmiyor öyleyse Türkiye’nin kendi güvenliği için gerekli tedbirleri almasına kimse itiraz edemez. Kimse bizden farklı bahanelerle bölücü alçakların semirtilmesine seyirci kalmamızı bekleyemez. İnşallah önümüzdeki aylarda kimin ne dediğine, hangi tehditleri savurduğuna, hangi hesaplar içinde olduğuna bakmadan bu doğrultuda yeni adımları muhakkak atacağız” dedi.
‘BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN MUHİPLERİNİ KIRMIZI HALIYLA KARŞILAYANLAR HESABI MİLLETE VERECEK’
Erdoğan, yapacakları yeni harekatlarla sadece şehitlerin dökülen kanlarını, yitirdikleri canların hesabını misliyle sormakla kalmayacak, geleceklerini de güvence altına alacaklarını ifade ederek, “Söz konusu terörle mücadele, ülkemizin bekası, milletimizin huzuru ve güvenliği olduğunda kimliği ne olursa olsun herkes ya yanımızda yer alır ya da karşımızda. Bu işin ortası, idare-i maslahatçılığı, gri alanı, görmezden gelinecek veya sağıra yatırılacak tarafı yoktur. Biz bu hususta çok netiz, çok kararlıyız, çok azimliyiz. Terör örgütünü, dışarıdaki destekçileri ve içerdeki uzantıları ile beraber tamamen yok etmenin boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz. Bu konuda milletimizin hükümetimize desteğinin tam olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle terörle mücadeleyi siyaset üstü bir konu olarak görerek güçlü desteğini asla esirgemeyen Cumhur İttifakındaki ortaklarımız başta olmak üzere tüm siyasi partilere buradan şükranlarımı sunuyorum. Terör gibi milli meselede dahi bozgunculuk yapanları, bölücü örgütün tezleriyle hükümetimize saldıranları ise mahşeri vicdana havale ediyorum. 3-5 oy daha fazla alacağız diye bölücü örgütün muhiplerini kırmızı halıyla karşılayanlar elbette bu yaptıklarının hesabını sandıkta milletimize vereceklerdir” diye konuştu.
‘REJİM İLE İLGİLİ TEREDDÜTLER 29 EKİM 1923’TE ‘YAŞASIN CUMHURİYET’ NİDALARIYLA BİTTİ’
Erdoğan, geride bırakılan 2023 senesinin Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü olması sebebiyle tarihte daha özel bir yere sahip olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen yurtiçinde ve yurt dışında, düzenlediğimiz çeşitli etkinliklerle 2023’ün hakkını vermeye çalıştık. Bu kapsamda özellikle İstanbul Boğazı’nda yapılan TCG Anadolu’nun öncülüğünde 100 savaş gemimizin gerçekleştirdiği geçit töreni hafızalara kazanmıştır. Boğaz’daki geçit töreni aynı zamanda kimin Cumhuriyete ve Atatürk’ün mirasına sahip çıktığını, kimin de bunların sadece istismarını yaptığını ortaya koymuştur. Hiç şüphesiz 100’üncü yılı etkinlikleri Türkiye’ye karşıtları kadar Cumhuriyeti ve kurucusunu siyasi ekmek teknesi haline getirmiş piyasa Atatürkçülerini de ciddi manada endişelendirmiştir. Siyasetten medyaya, akademiden kültür sanata geniş bir alana tezgah açan bu işportacıların ortak özelliği menfaatperestliktir, samimiyetsizliktir. Bir süredir gündemde tutulmaya çalışılan tartışmalar bu hazımsızlığın halen geçmediğinin ispatıdır. Halbuki Türkiye’nin rejimi ile ilgili tereddütler 29 Ekim 1923’te ‘Yaşasın Cumhuriyet’ nidaları eşliğinde bitmiş bir tartışmadır. Anayasamızın ilk maddesindeki ‘Türkiye devleti bir cumhuriyettir’ ifadesi bu iradenin sembolüdür. Bu konunun siyasi polemik meselesi haline getirilmesi doğru olmadığı gibi Anayasal bakımdan zaten mümkün de değildir.”
‘ÜLKEMİZDE KİMSENİN CUMHURİYETİMİZİN BANİSİYLE İLGİLİ BİR DERDİ YOKTUR’
Erdoğan, Türkiye’de kimsenin cumhuriyetle ilgili bir tereddütünün olmadığını vurgulayarak, “Ülkemizde kimsenin Cumhuriyetimizin banisi ile ilgili bir derdi yoktur. Ülkemizde kimsenin devletin bütünlüğüyle, milletin birliği ile ülkenin esenliği ile sıkıntısı yoktur. Her kim bu kavramlar üzerinden kendini alan açmaya çalışıyorsa bir büyük yanlışın içindedir. Her kim bu tartışmaları, farklı niyetlerin koçbaşı gibi kullanmaya kalkıyorsa bir büyük yanlışın içindedir. Her kim bu tartışmaları siyasi rant kapısı haline getirmeye uğraşıyorsa bir büyük yanlışın tam merkezindedir. Elbette varmış gibi gösterilen bu tür tartışmalar üzerinden eskiden beri ülkemizde siyaset ve toplum mühendisliği yapıldığını da unutmuyoruz. Siyasi tarihimizde 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar bunun pek çok örneğini görmek mümkündür. Bu tartışmaları kimin alevlendirdiğini, bunlardan kimin çıkar sağladığını, hangi piyonlar kullanılarak ülkemizin nerelere sürüklendiğini, milletimize hangi acıların yaşatıldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Birileri aynı karanlık senaryoları tekrar sahnelemeye çalışmaktadır. Milli hafızamızın 28 Şubat sürecinden çok iyi bildiği marjinal karakterlerin ve kadrolu provokatörlerin bir anda sağda solda yeniden arz-ı endam etmesi herhalde tesadüf değildir. İster bu oyunun aktörleri arasında ister dışardan bakıp gazına gelenlerden olsun; her kim niyetini bozar ve yolunu şaşırırsa son 10 yılda yaşananlar akıbetinin ne olacağını göstermeye yeterlidir” diye konuştu.
‘BİZİM GÜNDEMİMİZDE ESER VE İCRAAT VAR’
Bırakınız bireyleri ve kurumları; FETÖ’den PKK’ya kadar bu senaryoda kullanılan örgütlerin acı sonları dahi tek başına almasını bilen için bir ibret vesikası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz aynı yol ve yöntemlere tevessül edenlerin sadece yüzüne tükürmekle kalmayacak, gerektiğinde başını da ezecek basirete, dirayete, kudrete ve cesarete sahiptir. Esasen Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını kutladığımız bir dönemde horlatılmaya çalışılan rejim tartışmasının gerisindeki niyet gayet açıktır. Önümüze kurulan tuzakların tamamı Türkiye’yi kalkınma ve demokrasi odaklı asıl gündeminden kopartıp kendi içine kapatarak bölgesinde ve dünyada artan etkinliğini kırmaya yöneliktir. Türkiye’yi tekrar emperyalistlerin boyunduruğu altına almak isteyenlerin tezgahına gelmeyeceğiz. Ülkemize, milletimize ve demokrasimize hiçbir faydası olmayan suni gündemlerle vaktimizin ve enerjimizin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Bize dayatılan gündemlerin değil, hayallerimizin peşinden koşacağız. Bizim gündemimizde sadece Türkiye var. Bizim gündemimizde eser ve icraat var. Bizim gündemimizde mazluma el uzatma, düşenin elinden tutma var. Başkaları ne yaparsa yapsın. Biz işimize bakıyoruz. Gece gündüz demeden Türkiye Yüzyılı’nın inşası için koşturuyoruz” dedi.