CHP Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, partisinin belediyelerine kadına şiddetin önüne geçmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için politika belgesi sunduklarını açıkladı. Nazlıaka; “Bu anlayışla, Yerel Eylem Eşitlik Planı hazırlamayı, hayata geçirmeyi ve veri toplamayı kabul ediyoruz diyor yerel yönetimlerimiz. Şiddet mağduru çalışan talep ederse ücretsiz hukuki, psikolojik destek hizmetini yerel yönetimler tarafından temin edebilecek. Belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotası hedeflenecek” dedi. Nazlıaka, “Bizler eşitlik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. ‘Kadınlar Vardır, Kadınlar Her Yerde’ diye sesimizi de sözümüzü de yükseltmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
CHP Kadın Kolları Başkanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Gölge Bakanı Aylin Nazlıaka, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 81 il, 973 ilçe kadın kolu başkanı ile eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, şunları ifade etti:
KADIN CİNAYETLERİNİ SADECE SAYI OLARAK GÖREN İKTİDAR ÇARPITTIĞI VERİLERLE ŞİDDETİN AZALDIĞI İDDİASINDA BULUNUYOR
“İsminde adalet kelimesi olan AKP iktidarının döneminde adaleti mumla arar hale geldik. Gün geçmiyor ki bir kadın katliamı olmasın, bir çocuğa yönelik istismar vakası basına düşmesin. Her gün en az 2 kız kardeşimiz yaşamdan koparılıyor. Kadın cinayetlerini sadece sayı olarak gören iktidar çarpıttığı verilerle şiddetin azaldığı iddiasında bulunuyor. Hayattan koparılanın bir anne, evlat, kardeş, arkadaş, yakın olduğu gerçekliğini yok sayıyor. Cinayetlerin üzeri şüpheli ölüm adı altında kapatılmak isteniyor. İstismara uğrayan çocukların davaları, çocuğun rızasından bahsedilerek kapatılmaya, dosyalar sumen altı edilmeye çalışılıyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlar cezasızlık politikasıyla ödüllendiriliyor.
“LAİKLİKLE DERDİ OLANIN KADINLARLA DERDİ VARDIR”
Cumhuriyetin biz kadınlar için en önemli kazanımı olan Medeni Kanun ile de uğraşıyorlar. Şu anda Medeni Kanun üzerinde bazı değişiklikle yapmayı tasarladıkları kulağımıza geliyor ama bizler buna asla izin vermeyeceğiz. Anayasa değişikliği adı altında kadınların yaşam tercihleri kadınların hayatı ile ilgili birtakım konular tartışma konusu haline getirildi, kadınlar gene hedefte. Laiklikle derdi olanın kadınlarla derdi vardır. Biz toplumsal cinsiyet eşitliği ana akımlaşsın derken onlar adeta bu kelimeyi yasaklı hale getiriyor. Kadınların çalışma hayatı içinde olmasını teşvik edecek politikalar uygulamak yerine çalışmak isteyen kadınların Türkiye’de işsizlik oranını artırdığını iddia ediyor. Kadınların siyasete aktif olarak katılmasının önüne sürekli birtakım engeller konulmaya çalışılıyor. Erken yaşta ve zorla evlilikler meşrulaştırılmaya çalışılıyor. İktidarın kadınların hayatını cehenneme çeviren politikaları say say bitmiyor.
“ALO ŞİDDET HATTIN AMACININ DIŞINDA KULLANILMASINA İTİRAZIMIZ VAR”
Biz bu uygulamalar karşısında sesimizi de sözümüzü de her fırsatta yükseltiyoruz. AKP karanlığını aydınlığa çevirmek için kadın hareketiyle sımsıkı kenetlenerek olanca gücümüzle kenetleniyoruz. Bir Alo Şiddet Hattı var, 183, bu Alo Şiddet Hattı, sadece şiddet mağdurlarına değil engellilere, gazilere, yaşlılara da hizmet verir hale getirildi. Her biri bizim başımızın tacı ancak ölümle burun buruna gelen bir kadının aradığı şiddet hattının farklı amaçlar için kullanılmasına itiraz ediyoruz. Bu hattın amacının dışında kullanılmasına itirazımız var.
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR, NOKTA”
2002 yılından bu yana kadına şiddet vakalarında katlanarak bir artış var. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın erkek şiddeti nedeniyle hayattan koparıldı. Bugün geldiğimiz noktada, yılın 10 ayında 194’ü şüpheli olmak üzere 447 kız kardeşimiz erkek şiddeti nedeniyle öldürüldü. Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen bir soruşturma vardır. Kadın cinayetleri politiktir, nokta.
“AİLE BAKANLIĞI’NIN BÜTÇESİNDEN KADINI GÜÇLENDİRMEK İÇİN AYIRDIKLARI PAY YÜZDE 1 BİLE DEĞİL, BİNDE 8,6″
Bu arada AKP’den medet falan ummuyoruz. Neden medet umalım? Çarşamba günü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Bir kez daha gördük ki her şey sözde kalıyor. Bütçe görüşmelerinde kadını güçlendirme diye bir hedefleri yok. Koskoca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesinden kadını güçlendirmek için ayırdıkları pay yüzde 1 bile değil, binde 8,6. Bütçeden kadının payına yine yoksulluk düştü. Bakanlık verilerine göre; 2018 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 3 milyon 494 bin 931 iken 2023 itibarıyla 4 milyon 400 bin haneye ulaştı. Üstelik sosyal yardımlardan yararlandırılan toplam 4,4 milyon haneden 3,5 milyonu ‘düzenli sosyal yardımlar’ kapsamında yer alıyor.
“YOKSULLUKLA BURUN BURUNA YAŞAYAN BİR KADIN BU SİGORTA PRİMİNİN GERİ KALAN 3’TE 2’SİNİ NASIL ÖDEYECEK”
Son günlerde gündemde olan bir konu var; ev kadınlarının isteğe bağlı olarak sigortalı olarak sosyal güvenceye kavuşturulacağı haberleri ile ilgili. Aile ve Gençlik Bankası’nın kurulmasından bahsediliyor. Bu bankanın devreye girmesi sonrasında sigorta primlerinin 3’te 1’inin devlet tarafından yatırılması koşuluyla ev kadınlarına emeklilik hakkı tanınacağından bahsediliyor. 3’te 1’inin devlet tarafından verileceği ortamda yoksullukla burun buruna yaşayan bir kadın bu sigorta priminin geri kalan 3’te 2’sini nasıl ödeyecek, bu konuya hiç kafa yordular mı?
“YEREL BELEDİYELERİMİZE ÖNEMLİ BİR POLİTİKA BELGESİ SUNDUK”
Bugün yerel belediyelerimize önemli bir politika belgesi sunduk. Bu politika belgesi İLO 190 rehberliğinde hazırlanmış bir belgedir. Biz hep Türkiye’nin bu sözleşmeyi imzalamasını dile getiredurduk, ne yazık ki iktidar bunu yapmadı. Ne kapsıyor bu politika belgesi; çalışma hayatına dönük bazı iradeler ortaya koyuyor.
1-İstanbul Sözleşmesi’nin, diğer ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin, Anayasal ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tüm düzenlemeleri belediyelerimiz esas alacak. Her türlü ayrımcılığın dün olduğu gibi bugün de yarın da karşısında duracak. Bu anlayışla, Yerel Eylem Eşitlik Planı hazırlamayı, hayata geçirmeyi ve veri toplamayı kabul ediyoruz diyor yerel yönetimlerimiz.
2-Belediye çalışanlarına toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bir farkındalık yaratmak, bu konudaki bilinci yükseltmek amacıyla eğitimler verilecek. Bu eğitimleri çalışma süresinden sayılacak.
3-İş yerinde şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kalkması için şiddet mağduru çalışanı daima gözeteceğiz.
4-Kadınlara yönelik cinsel taciz ve cinsel saldırı vakalarında adli makamlara yansıyan durumları esas kabul edeceğiz ve gerekli her türlü tedbiri alacağız, gerekli adımları ivedilikle atacağız. Bu süreçleri şiddet mağduru olan kişinin gizlilik esasına dayalı haklarını gözeterek yürüteceğiz.
5-Şiddet mağduru çalışan talep ederse ücretsiz hukuki, psikolojik destek hizmetini yerel yönetimler tarafından temin edebilecek.
6-Belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotası hedeflenecek.
7-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Mücadele Gününde etkinliklere katılan kadın çalışanlara işini aksatmamak kaydıyla idari izin verilir diyor belediyelerimiz.
“AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NIN CHP’DEKİ KARŞILIĞI KADIN VE EŞİTLİK BAKANLIĞI”
Kurultayımızın ardından Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Gölge Kabine’de görev aldım. CHP’de bu bakanlığın karşılığı Kadın ve Eşitlik Bakanlığı’dır. AKP’nin baktığı gibi kadını aile içinde eriten değil, birey olarak güçlendiren bir bakış açısını esas alır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılmasını ve tüm kırılgan grupların güçlendirilmesini hedefler. Yurttaşlarımızın sosyal yardıma muhtaç hale gelmeyeceği şekilde yoksulluğun yok edilmesini arzular. Yurt dışında ikamet eden yurttaşlarımızın hak gaspına uğramaması için gerekli çalışmalar uluslararası standartlar kapsamında gerçekleştirilecektir. Çocuğa yönelik istismar ve kadına yönelik şiddete karşı sıfır toleransla yaklaşılacak, İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecektir. Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı davalarına müdahil olunacak.
“EŞİTLİK MÜCADELEMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Bizler eşitlik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. ‘Kadınlar Vardır, Kadınlar Her Yerde’ diye sesimizi de sözümüzü de yükseltmeyi sürdüreceğiz. Kıyafetimizle, kahkahamızla, kaç çocuk doğuracağımızla, ne zaman evleneceğimizle her türlü yaşam tercihimize karışanlara karşı dimdik duracak onlara geçit vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddeti de kadın cinayetlerini de sonlandıracağız. Biz kadınlar vardık, varız ve var olacağız. Çok kararlıyız, yaşasın dayanışma.”