Çocuklar yerine Tekin’in “Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir tehlike olan laiklik karşıtı demeçlerini konuşmak zorunda kalındığını” söyleyen Özçağdaş, “Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekûn dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir. MEB ve bizzat Bakan Yusuf Tekin, laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunuyor. AKP’nin 4+4+4 düzenlemesi ile hız kazanan bilimsel, çağdaş, laik eğitimi sonlandırma hamlesi, artık yeni ve daha tehlikeli bir aşamaya geçtiği anlaşılıyor” dedi.
Cumhuriyet’e konuşan Özçağdaş, eğitimin, iktidarın en başarısız alan olduğunu söyledi. Eğitimin, merkezi bütçe içindeki payının yüzde 19.24’ten yüzde 14.56’ya kadar gerilediğini, bütçenin yüzde 81’inin personel gideri olduğunu, 2002’de yüzde 17.18 olan yatırım bütçesinin de yüzde 9.15’e kadar gerilediğini vurgulayan Özçağdaş, “Öğrencilere bilimsel ve nitelikli bir eğitim vermekten uzak, ailelerin artan mali yüklerini ve kaygılarını azaltmayı hedeflemeyen, öğretmenlerini yoksulluk sınırının altında maaşlara reva gören, bir milyonu aşan atanamayan öğretmenlere bir umut vermeyen bu bütçeyi konuşmamız gerekirken, maalesef Tekin’in eleştirilere vermesi gereken cevapları değil, Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir tehlike olan laiklik karşıtı demeçlerini konuşmak zorunda kalıyoruz” dedi.
Tekin’in savunduğu protokollerin, gereksinim duyulan fiziki altyapı, malzeme, donanıma yönelik olmadığını aktaran Özçağdaş, “Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütü olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları kabul edilmez. Öğretmenlerimizin, çocukların terör örgütüne kaynak olarak dağa çıkmasını engelleyemeyeceğini ama kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaat unsurlarının engelleyeceğini dile getirmek de başlı başına bir zavallılık” ifadelerini kullandı.
‘ŞARK KURNAZLIĞI’
“Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekûn dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir” diyen Özçağdaş, şunları kaydetti:
“Bu yapıların araç olarak kullanılmasının sonuçları 15 Temmuz darbe girişimi ile acı bir şekilde deneyimlenmiştir. Bakanın ve AKP kadrolarının bu yaşananlardan ders almadığını görüyor ve anlıyoruz. Aklını, fikrini tarikatlara teslim etmiş olan bu zihniyete karşı, öğretmenlerimizin kararlılığına, mücadelesine ve mesleki sorumluluklarına olan bağlılığına güveniyoruz. Bakanlık, yatırımları arttırarak müreffeh bir geleceği hedeflemek yerine, gericiliği önceleyerek, toplumun taleplerini görmezden gelmektedir. Devlette birtakım gerici grupların kadrolaşmasının önünü açmak, ÇEDES projesi ile milyonu aşan atama bekleyen öğretmenler yerine pedagojik formasyondan yoksun imamları eğitim kurumlarına atamak suçtur. Bu imamların atamalarını Kırklareli, İzmir ve Eskişehir gibi siyasi olarak güçsüz oldukları şehirlerde yapmak ise tam bir şark kurnazlığıdır. MEB bizzat Bakan Tekin, laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunuyor. AKP’nin 4+4+4 düzenlemesi ile hız kazanan bilimsel, çağdaş, laik eğitimi sonlandırma hamlesi, artık yeni ve daha tehlikeli bir aşamaya geçtiği anlaşılıyor.”
İSMAİLAĞA İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ
Tekin’in, gazetemizin gündeme getirdiği İsmailağa yöneticileri ile görüşmesine dikkat çeken Özçağdaş, “Bakanın, ülkenin ve çocuklarımızın geleceği için açık bir tehlike haline geldiğini gösteriyor. Kendisini, MEB’in anayasal görevleri çerçevesinde laik, bilimsel ve kamusal eğitim verecek politikaları uygulaması konusunda bir kez daha uyarıyoruz. Anayasal suç oluşturan bu politikalardan vazgeçmeleri için açık çağrıda bulunuyoruz” dedi