AK Parti ile ters düşen Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘enflasyon’ ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. İthalata bağımlı ekonomide enflasyonun patlayacağını belirten Erbakan, “‘Bu bahar enflasyon düşüyor’, ‘Bu yaz sonu enflasyon düşüyor’, ‘Bu sene sonunda enflasyon düşüyor.’ Hep aynı hikayeler ama enflasyonun düşeceği falan yok” ifadelerini kullandı.
Fatih Erbakan, Bursa’da özel bir otelde düzenlenen aday tanıtım toplantısına katıldı. Siyasi tavrının net olduğunu ve yerel seçimlere kimsenin gölgesi altında girmeyeceklerini belirten Erbakan, hiçbir ittifakta yer almadıklarının altını çizdi.
‘ENFLASYONUN DÜŞECEĞİ YOK’
Hükümetin izlediği ekonomi politikasını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın enflasyon söylemlerini eleştiren Fatih Erbakan, şunları söyledi:
“Türkiye’de ürettiğin bir ürünü, üretmek için kullandığın ham maddenin malzemesinin yüzde 82’sini ithal ediyorsun. Yerli malı, Türk malı damgası ürün, yüzde 82 oranında ithal. Dış ticaret açığı 110 milyar dolar. İthalata bağımlı ekonomide, döviz arttıkça enflasyon da patlayacak demektir. Her bahar, ‘Bu bahar enflasyon düşüyor.’ Her yaz, ‘Bu yaz sonu enflasyon düşüyor.’ Her sene, ‘Bu sene sonunda enflasyon düşüyor.’ Hep aynı hikayeler ama enflasyonun düşeceği falan yok.
‘YÜZDE 85 YOKSUL’
Merkez Bankası, ‘Yıl sonunda dolar 40 lira olacak’ diyor. Orta vadeli programda, hükümet, ‘Yıl sonunda dolar 45 lira olacak’ diyor. Doların 45 lira olduğu bir ülkede enflasyon düşer mi Allah aşkına? Bu şartlarda açlık sınırı, 19 bin lirayı geçmiş. Yoksulluk sınırı, 53 bin lira olmuş. Siz emekliye 10 bin lira maaş veriyorsunuz. İşçiye 17 bin veriyorsunuz. Zaten bütün asgari ücretli ve milyonlarca emekli, açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının altında. Türkiye’de kaç hanenin evine ayda 53 bin liradan fazla bir gelir giriyor? Halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 44’ü de aç. Bunun göstergesi, ispatı; kredi kartı ve banka kredisi borçlarıdır”
‘BOĞAZINA KADAR BORCA BATMIŞ’
Yerel yönetimlerin önemine dikkat çeken Erbakan, Milli Görüş ve ahlaklı belediyeciliğin aynı zamanda bereket olduğunu söyleyerek, “1995’te Konya Büyükşehir Belediyesi ne yaptı? Hükümete çağrıda bulundu, ‘Kendimden önceki bütün borçları ödedim. Üstüne hizmetlerimi de yaptım. Üstüne bir de para birikti. Eğer hükümet olarak paraya ihtiyacınız varsa, Dünya Bankası’ndan, IMF’den faizle borç almayın” dedi. Dünyada bunun başka bir örneği yok. Aynı belediye, aynı şehir, gömleği çıkarınca bu sefer 1 ayda borç faizine verdiği para, 6 bin personelinin maaşından daha fazla. Boğazına kadar borca batmış. Ama Milli Görüş’ün ahlaklı belediyeciliği demek; denk bütçe demektir, borç ve faiz olmaması demektir ve bereket demektir” dedi.